Belimiz 5 adet omurgadan ve omurga aralarında
disk denilen yastıklardan oluşan bir yapıya sahiptir.
Gövdemizden gelen yükükalçaya bacaklara aktarma ve
postürümüzü (duruşumuzu) sağlama görevleri vardır.
Gövdemize destek olarak dik durmamızı sağlarken, aynı
zamanda her yöne eğilme hareketleri yapmamıza izin
verir. Omurlar birbirine disk yastıkları ve faset eklemi
denilen eklemler ile bağlıdır. Bu ana bağlantıların yanı
sıra omurların çevresinde destek bağ ve kas dokusu
sayesinde omurlar birbirine sıkıca bağlı halde durur.
Tüm bu yapılar uyum içerisinde gövdenin yükünü
taşıyıp, dik pozisyonda durmamızı sağlarken belirli
hareketlerimize izin verir. Tüm yapıları sağlıklı bir bel,
ağrıya yol açmaz.
Bel ağrısı erişkinlerde çok yaygın görülen bir hastalıktır.
Tüm erişkinlerin yaklaşık %80’i yaşamları boyunca
en az bir kez bel ağrısı atağı geçirirler. Yaşamın belirli
bir kesitinde tüm erişkinler aynı anda sorgulanabilse
%15’in bel ağrısı olduğu görülür. Bel ağrısı travma,
ağırlık kaldırma veya yapılan ters bir harekete bağlı
oluşabilirken, bilinen bir neden olmadan da meydana
gelebilir. Ağrı aniden veya şiddeti giderek artan bir şekilde başlayabilir. Bel ağrısı derinden gelen bir sızı, yanma
şeklinde olabilir. Bel ağrısına tek taraflı veya çift taraflı
kalçaya veya uyluğa yansıyan ağrı eşlik edebilir.
BEL AĞRISININ NEDENİ NEDİR?
Bel ağrısının gerçek kaynağını bulmak zordur. Diskin
kendisi, çevredeki bağ ve kas dokusu, faset eklemleri ve
ligamentleri, kıkırdak yapılar ağrı kaynağı olabilir.
Bel ve bacak ağrısı nedenleri
1. Omurilik Kökenli
– Multbl skleroz
– Omurilik tümörleri (epandimom, astrositom)
2. Sinir kökü basısı kökenli
– Disk hernisi, lomber stenoz, spondilolistezis
– Spondiloartropati
– Metabolik (osteoporoz, paget hast)
– Omurga tümörleri (metastaz, primer)
– Omurga dışı tümörler (nörofibrom, meningiom,
epandimom)
En sık bel ağrısı nedeni disk kökenli ağrılardır. Yaşlanma ile
beraber diskin içeriğinde su aranı azalır. Yapı değişikliğine
bağlı çevreye yansıttığı yüklerin dağılımı değişir. Sonuç
olarak küçük travmlar ile zayıflayan anulus fibrosus
tabakasında yırtık oluşur. Tüm bu değişikler disk kaynaklı
ağrıya yol açar. Diskin yapısındaki bozukluk bir bütün yapı
olan omurga segmentinin diğer yapılardan kaynaklı
ağrıda gelişebilir. Bu süreç diskin kendini onarması ile sonuçlanabileceği gibi, iç tabakanın sinirlere doğru
taşması şeklinde tanımlanabilecek disk hernisine ya
da kemik yapının kuvvet dağılımındaki bozulmaya
bağlı olarak yapı değişikliği göstermesinden dolayı
lomber dar kanal veya bel kayması olarak tanımlanan
hastalıklara yol açabilir.
BEL AĞRISI NE KADAR SÜRER?
Bel ağrısı atağı, ağrı kaynağı neresi olursa olsun, belli
bir süre sonra, dokunun kendisini onarmasına bağlı
olarak kendiliğinden geçer. Bel ağrılarının yaklaşık
%50’si 2 hafta, %80’i 6 hafta içerisinde azalarak geçer.
Bir kez bel ağrısı atağı geçiren kişilerin %30’unda
bel ağrısı tekrarlayabilir ve kronikleşebilir. Altı hafta
geçmesine rağmen geçmeyen bel ağrısı kronikleşmiş
sayılır.
NE YAPMALI?
Nadir de olsa bel ağrısı başka bir hastalık belirtisi
olarak başlayabileceği için, bel ağrısı atağı geçiren
kişinin bir hekime başvurmasında yarar vardır.
Ağrıyla beraber seyreden ateş, terleme, kilo kaybı
gibi belirtilerin olup olmadığı hekim tarafından
değerlendirilir.
Bel ağrısının doğal seyri kendiliğinden iyileşmektir.
Fakat bu ağrılı dönemin daha rahat geçirilmesi için
hekim bazı önerilerde bulunabilir. Kısa süreli (4 gün)
yatak istirahatı, ağrı kesici ve adale gevşetici ilaçlar bu
önerilerden bazılarıdır. Bu süreçte hekimin saptadığı
başka hastalık belirtisi yoksa direk grafi, manyetik
rezonans görüntüleme gibi radyolojik incelemelere
gerek yoktur. Altı hafta geçmesine rağmen bel ağrısı
devam ederse radyolojik inceleme yapılır.
Akut ağrı atağında kısa süreli yatak istirahatı, belin
üzerine binen yükü azaltacağı için yararlıdır. Ancak
yatak istirahatı 4 günü geçerse, omurganın etrafında
bulunan destek kasları zayıflayacağından, yarardan
çok zarar verebilir. sanılanın aksine sert bir zeminde
yatak istirahatı uygun değildir. Önemli olan yatağın
konduğu zeminin sert olmasıdır. Günümüzde kullandığımız hemen hemen bütün yatak modelleri bu
özelliği taşımaktadır.
Bel ağrı tedavisinde önerilen ağrı kesici ilaçlar
genellikle yangı giderici, yani ağrı hissine neden olan
bazı kimyasal mekanizmaları engellemeye yönelik
ilaçlardır. Bu ilaçları doktor önerisi dışında kullanmak,
özellikle sindirim sistemi üzerinde oluşturabileceği
yan etkilerinde dolayı uygun değildir. Bu ilaçları
doktorunuzun önerdiği sürede ve dozda kullanmakta
yarar vardır. Unutulmaması gereken en önemli nokta,
bel ağrısı için yapılan bütün tıbbi tedavi yöntemleri
ağrı kaynağını ortadan kaldırmaz, ağrının hissediliş
derecesini azaltır. Vücudumuzun tamir mekanizmaları
6 haftaya kadar ağrı kaynağı olan dokuyu onarabilirse
bel ağrısı geçer.
NE ZAMAN DURUM CİDDİDİR VE
NE ZAMAN MUTLAKA DOKTORA
GİTMEK GEREKİR?
– 6 hafta geçmesine rağmen geçmeyen bel ve/
veya bacak ağrısı
– Bacakta güç kaybı hissedilmesi
– İdrar yapmakta veya tutmakta güçlük
– Makat bölgesini içeren uyuşukluk hissi
– Kısa mesafe yürüyüşlerde bile her iki veya tek
bacakta gelişen uyuşukluk, yorgunluk hissi
Özellikle idrar yapma güçlüğü veya makat bölgesinde
uyuşukluk yakınmaları geliştiği zaman veya bacakta
belirgin güç kaybı gelişirse, acil cerrahi girişim
endikasyonu vardır. Bu durumlarda sinir dokusu
basısı ciddi boyutlarda olduğu için, erken dönemde
yapılacak cerrahi girişim yakınmaların düzelmesini
sağlayabilir. Zaman geçtikçe yakınmaların kalıcı olma
olasılığı yükselir.
Geçmeyen bel ve bacak ağrısı yakınması ile
başvurduğunuz hekiminiz yaptığı muayenesinde
kuvvet kaybı bulmazsa, radyolojik incelemelerin
ışığında size cerrahi girişim dahil olmak üzere çeşitli
tedavi yöntemleri önerecektir. Ağrının şiddetine,
yaşamınızı etkileme boyutuna göre bu tedavi
seçeneklerinden birisine karar verilecektir