Özellikle yaşlı insanlarda yüksek tansiyona bağlı olarak oluşabilen beyin kanaması aslında farklı birçok şekilde her yaş grubunda ortaya çıkabiliyor. Kafa travmaları, halk arasında baloncuk olarak bilinen beyin damarı anevrizmaları ve damar yumağı hastalığı da beyin kanamaları nedenleri arasında ilk sıralarda yer alıyor. Beyin dokusu kemiklerle çevrilmiş bir alanda dış etkilerden korunmuş, vücudun en önemli organıdır. Bu koruma alanı normal zamanlarda bir avantaj iken beyin kanaması durumlarında ise bir dezavantaja dönebilmektedir. Bunun sebebi genişleme yeteneği olmayan ve kafatası olarak adlandırılan bu kapalı kemik yapının ani gelişen olaylarda beyin dokusu üzerinde sıkışıklık meydana gelmesine ve ani ölümlere kadar ilerleyen bir takım kötüleşme bulgularına yol açabilmesidir. Normalde kafatası içerinde, beyin dokusu, kan ve beyin omurilik sıvısının dengeli bir oranda bulunur. Yavaş gelişen durumlarda beyin omurilik sıvısı veya kan miktarı azalarak kafatası içerisindeki basınç beyin dokusunu rahatsız etmeyecek şekilde sabit tutulur. Bunu sağlayan birtakım koruyucu mekanizmalar vardır. Ancak ani gelişen olaylarda bu koruyucu mekanizmalar çalışamaz ve beyin kafatası içerisinde ezilir ve baskı altında kalarak fonksiyonlarını göremez hale gelir.
BEYİN KANAMASI NEDİR?
Beyin kanaması basit bir anlatımla kafatasının içinde meydana gelen kanama olarak tanımlanabilir. Kanama, kafatası içindeki damarlardan dışarı kan sızması sonucu oluşabildiği gibi, beyin dokusu ve beyin yüzeyinde de gerçekleşebilir. Oluşan kanama beyin dokusu içine veya beyin zarları ile kafa kemiği arasına yayılabilir. Ölümle sonuçlanabilen beyin kanamaları kafatasının içinde beyin dokusunun dışında ya da beyin dokusu içinde gerçekleşebilir. Buradaki ortak sonuç beyin dokusunun itilmesi ve sıkışmasıdır.
BEYİN KANAMASI BELİRTİLERİ NELERDİR?
Beyin kanamasının belirtileri farklı şekillerde ortaya çıkabilir. Kanamanın konumuna, miktarına ve etkilenen doku miktarına göre beyin kanamasının belirtileri de değişebilmektedir. Beyin kanaması belirtileri genellikle aniden ortaya çıkma eğilimindedir. Hızlı gelişen belirtilerin yanında beyin kanamasından saatler hatta günler sonra bile belirtiler ortaya çıkabilmektedir. Beyin kanaması belirtileri giderek kötüleşebilir.
Şiddetli baş ağrısı beyin kanamasının en bilinen belirtileri arasındadır. Beyin kanamasına bağlı gerçekleşen baş ağrısı günlük hayatta yaşanan stres tipi ağrılardan farklı olarak çok şiddetlidir ve hasta bu durumu daha önce hiç yaşamadığı bir ağrı olarak tanımlamaktadır.
Yüz, kol veya bacakta, özellikle vücudun bir tarafında ani karıncalanma, güçsüzlük, uyuşma veya felç beyin kanaması belirtisi olabilmektedir.
Mide bulantısı ve kusma gibi sorunlar farklı birçok rahatsızlıktan kaynaklanabileceği gibi ani beyin kanaması belirtisi olarak da değerlendirilmelidir.
Bilinç bulanıklığı, baş dönmesi beyin kanaması belirtileri arasındadır.
Epileptik nöbetler farklı hastalıklardan da kaynaklanabilir. Ancak beyin kanaması belirtisi olarak da görülebilmektedir. Sık sık geçirilen dalgınlıklar da geçirilen nöbet anlamına gelebilmektedir.
Yutma zorluğu veya görme zorluğu beyin kanaması belirtileri arasındadır.
Denge veya koordinasyon kaybı beyin kanaması bakımından değerlendirilmesi gereken belirtiler arasındadır.
Göz hareketlerini doğru kontrol edememe beyin kanaması belirtisi olabilmektedir.
Anormal veya geveleyerek konuşma veya okuma, yazma veya anlama zorluğu beyin kanamasından kaynaklanabilmektedir.
Bilinç veya uyanıklık düzeyinde değişiklik, enerji eksikliği, uyku hali veya koma beyin kanaması belirtileri arasındadır.
Kulaktan su şırıltısı, çınlama ya da çalışan saat sesi gelmesi beyin kanaması belirtisi olabilir.
Kanamanın beyin sapında olduğu durumlarda sorunlu nefes alma ve anormal kalp atımı gibi belirtiler görülebilmektedir.
Bebeklerde beyin kanaması belirtileri;
Bebeklerde veya çocuklarda beyin kanaması belirtilerini anne babaların yakından takip etmesi önemlidir. Özellikle geçirilen bir kafa travmasının ardından bebek veya çocuğun dikkatli gözlemlenmesi gereklidir.
Baş ağrısına ek olarak kendini ifade edebilen çocukların bu şikâyetlerine kusma gibi farlı şikâyetlerde ekleniyorsa beyin kanaması belirtisi olabilmektedir.
Bebeğin uykuya eğilimli olması, uykudan zor uyanması beyin kanaması işareti olabilir.
Burun veya kulaktan saydam sıvı ya da kan gelmesi bir kafa travmasının bulgusu olabilir ve birlikte bir beyin kanaması gelişebilir.
Denge kaybı veya yürümede problem ihmal edilmemesi gereken beyin kanaması belirtisi olabilir.
Aktivitelerde azalma, çocuğun dinlenmeye daha fazla zaman ayırması gibi değişiklikler özellikle geçirilen kafa travmalarından sonra dikkat edilmesi gereken belirtiler arasındadır.
Bulanık, çift görme veya ani görme kaybı
Kol ve /veya bacaklarda güçsüzlük
Epileptik nöbetler
Bebeklerde etrafa ilginin azalması, emme veya yeme bozukluğu da beyin kanaması belirtilerinden olabilir.
Bu belirtiler birçok farklı rahatsızlıktan kaynaklanabilmektedir. Teşhisin tam olarak konulabilmesi için zaman kaybedilmeden Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahi doktoruna başvurmak gerekmektedir.
BEYİN KANAMASININ NEDENLERİ NELERDİR?
Beyin kanaması halk arasında daha çok yaşı ilerlemiş kişilerin hastalığı olarak bilinmektedir. Ancak çeşitli nedenlerden dolayı her yaş grubunda beyin kanaması görülebilmektedir.
Beyin kanaması nedenleri şu şekilde sıralanabilir;
Travma
Düşme, otomobil kazası, spor yaralanması veya kafaya alınan diğer darbelerden kaynaklanan kafa travması özellikle 50 yaş altı kişilerde en sık görülen beyin kanaması nedenidir. Tüm kafa içi kanama türlerine yol açabilir. Kafatasında kırık olsun veya olmasın beyin katmanlarındaki yırtılma veya beyin dokusunun kafatası içerinde itilmeye bağlı olarak ani yer değiştirmesi sonucu damarların gerilerek yırtılması ile de kanamalar oluşabilmektedir.
Hipertansiyon
Hipertansiyon yani tansiyon yüksekliği zamanla kan damarı duvarlarını zayıflatabilir. Tedavi edilmeyen yüksek tansiyon, beyin kanamaları nedenleri arasında ilk sıralarda yer almaktadır. Hipertansiyon aynı zamanda önlenebilir bir beyin kanaması nedenidir.
Anevrizma
Kelime anlamı olarak damar genişlemesi (baloncuk oluşması) anlamındadır. Kural olarak bir anevrizma, damar duvarındaki zayıflık sonucu damarın genişleyerek kan basıncının etkisi ile zayıf yerden yırtılarak kanamaya yol açmaktadır. Anevrizmalar, damar duvarı zayıflığı nedeni ile, travmalar neticesinde veya mantar enfeksiyonları gibi farklı sebepler ile gelişebilirler.
Damar yumağı hastalığı (Kan damarı anormallikleri -Arteriovenöz malformasyonlar- AVM)
Beyin ve çevresindeki kan damarlarındaki zayıflıklar doğumsal olabilir ancak semptomlar gelişirse teşhis edilebilir. Nedeni bilinmeyen bir mekanizma ile normal olan damar yapısı bozularak bir damar yumağı oluşur. Böylelikle kanama, AVM’nin damar duvarında yüksek kan basıncına dayanamayan bir bölgenin yırtılması sonucu ortaya çıkar.
Ateroskleroz - Damar sertliği
Halk arasında damar sertliği olarak bilinen Ateroskleroz kalp ve damar hastalıkları arasında en sık görülen rahatsızlıklardan biridir. Özellikle 45 yaş üstü kişilerde daha sık görülen damar sertliği yani Ateroskleroz tedavi edilmediği kalp krizi ve beyin kanaması nedenleri arasındadır.
Beyin Tümörü
Çevresindeki dokulara zarar verecek kadar büyüyen beyin tümörleri de beyin kanamalarına neden olabilir.
Karaciğer Hastalıkları
Karaciğeri etkileyen hastalıklar, vücudun farklı bölgelerinde kanamalara neden olabileceği gibi beyin kanaması riskini de artırır.
Ayrıca kanama-pıhtılaşma hastalıkları, antikoagülan ilaç kullanımı ve vaskülit denilen damar hastalığı sonrasında da kanamalar oluşabilir.
BEYİN KANAMASI TEŞHİSİ NASIL YAPILIR?
Gelişen teknoloji sayesinde beyin kanamaları eskiye oranda daha kolay teşhis edilebilmektedir. Beyin kanaması geçirdiğinden şüphelenilen kişi zaman kaybetmeden bu konuda donanımlı bir hastaneye götürülmelidir. Yapılacak doktor muayenesinin ardından beyin kanaması teşhisi netleştirmek için bir takım radyoloji görüntülemelerden faydalanılabilir.
BEYİN KANAMASI NASIL ANLAŞILIR?
Bilgisayarlı Tomografi (BT)
Manyetik Rezonans (MR)
BT veya MR görüntüleme yöntemleri ile beyin kanamasının yeri ve özellikleriyle ilgili geniş bilgi sağlanabilmektedir. Beynin içinde veya çevresinde kanama görülürse, kanamanın nedenini belirlemeye çalışmak için daha fazla test gerekebilir. Bu ek testler, anormal kan damarlarının olup olmadığının yanı sıra tanı veya tedavide bir sonraki adımın belirlenmesine yardımcı olabilir.
Bazı durumlarda;
Beyni çevreleyen beyin omurilik sıvısını incelemek için belden bir iğneyle girilerek beyin omurilik sıvısı alınması işlemi yani lomber ponksiyon beyin kanamasını doğrulayabilmektedir.
Anevrizma veya arteriyovenöz malformasyonu tanımlamak için geleneksel anjiyografi yapılabilir.
BEYİN KANAMASI TEDAVİSİ NASILDIR?
Beyin kanamaları beynin içinde veya dışında olmasına bakılmaksızın her zaman doktor kontrolünde olmayı gerektiren ve bazen acil müdahale gerektiren durumlardır. Beyin kanaması sonrası kafatası içindeki basınç artığı için tüm beyin tehlike altındadır. Beyin kanamasında doğru tedavinin uygulanabilmesi için kanamanın yeri, beyin kanamasının neden kaynaklandığı ve kanamanın büyüklüğü belirlenmelidir. Zaman kaybetmeden uygulanacak tedavi kanamanın yaratacağı olumsuz etkileri azaltarak hastanın iyileşme şansını ve tedaviden sağlanan faydayı yükseltmektedir. Beyin kanamasından sonraki saatlerde kan basıncı yakından izlenmelidir. Beyin kanaması tedavisinde cerrahi yöntemler kullanılabildiği gibi beyin ödemine ve epileptik nöbetlerin giderilmesine yönelik ilaçlar da uygulanabilmektedir.
BEYİN KANAMASI İLE İLGİLİ SIK SORULAN SORULAR
Beyin kanamasının çeşitleri nelerdir?
Beyin kanamaları genel olarak iki sınıfa ayrılmaktadır.
Kafatasının içinde ancak beyin dokusunun dışında kanamalar ile beyin dokusunun içindeki kanamalar.
Kafatasının içinde ancak beyin dokusunun dışında kanamalar
Beyin, kafatası ile beyin dokusu arasında uzanan bir zar katmanına sahiptir. Bu zar katmanı beyni sarar ve korur. Kafatası içerisinde kafatası ile beyin zarı arasında veya beyin ile beyin zarı arasında, genellikle kafa travmalarına bağlı olarak gelişen kanamalara sıra ile epidural ve subdural kanama adı verilir. Subdural kanamalar kan sulandırıcı ilaçlar alan hastalarda hafif travmalarda bile izlenebilmektedir.
Beyin zarının katmanları arasından beynin büyük damarları geçer, anevrizma kanamaları da genellikle bu beyin zarı katmanları arasında olur ve şiddetli kanamalarda beyin dokusu içerisine de kan dağılır. Bu kanamalar genellikle ilk gün içerisinde tekrar kanama eğilimindedir. Bu nedenle hastaların mutlaka tıbbi gözlem altına alınmaları ve tedavi edilmeleri gerekir. Ayrıca kanama sonrasında ilk birkaç gün içerisinde büyük damarlara büzüşme ile beyin kanlanmasının azalması ve beyin içerisinde beyin suyunun fazlaca birikmesi de diğer istenmeyen ve hızla tedavi edilmesi gereken diğer durumlardır.
Beyin dokusunun kendisinde iki tip beyin kanaması meydana gelebilir. Birincisi beyin dokusu (intraserebral) içerisine olan kanamalar, ikincisi beynin doğal iç boşluklarına (intraventiküler) olan kanamalardır.
İntraserebral kanama: Beynin lobları, beyin sapı, omurilik soğanı ve beyincikler gibi beyin dokusunun herhangi bir yerinde oluşabilir
İntraventriküler kanama: Bu kanama, beyin omurilik sıvısının üretildiği beynin boşlukları olan beyin ventriküllerinde meydana gelir.
Beyin kanaması olduğunda beyinde ne olur?
Beyin kendi fonksiyonları için gerekli oksijen ve besin maddelerini kan damarları yoluyla beyne gelen kandan edinmektedir. Beyin kendisi oksijen depolayamamakta ve enerji üretimi yapamamaktadır. Beyin kanaması meydana geldiğinde gerekli oksijen beyin dokularına ulaşmayabilmektedir. Beyin kanaması sonucu toplanan kan aynı zamanda baskı oluşturarak beyni oksijensiz bırakabilir. Beyne ulaşan kan akışı durduğunda belirli bir süre sonra beyin hücreleri ölmeye başlar. Beyin kanamasından etkilenen sinir hücreleri ve kontrol ettikleri işlevler de zarar görebilir.
Beyin kanaması ölümcül müdür?
Beyin kanaması hastalarda beyin hasarına ve ölüme neden olabilir. Beyin kanamasının yaratacağı sonuçlar;
– Beyin kanamasının kafatasının içinde gerçekleştiği bölgeye
– Kanamanın boyutuna
– Beyin kanaması ile tedavi arasında geçen süreye
– Hastanın yaşına ve genel sağlık durumuna göre farklılık gösterebilir.
Beyin hücreleri öldükten sonra yenilenmezler. Bu yüzden kanamanın büyüklüğü ve tedavi arasında geçen süreye göre oluşabilecek hasar ciddi olabilir.
“Beyin kanaması geçiren hasta ne kadar yaşar?”, “Beyin kanaması geçiren hasta iyileşir mi?”, “Beyin kanaması geçiren hasta kurtulur mu?”, “Beyin kanaması ölüm oranı ne kadardır?”, “Beyin kanaması geçiren hastalar kaç yıl yaşar?”, “Beyin kanaması kurtulma şansı ne kadardır?”, “Beyin kanaması geçirenlerin yaşama şansı ne kadardır?”, “Beyin kanaması insanı öldürür mü?”, “Beyin kanamasında ölüm riski nedir?”, “Beyin kanaması kalıcı hasar bırakır mı?”, “Beyin kanaması sonuçları nelerdir?”. “Beyin kanaması sonrası yaşama şansı nedir?” gibi sorular merak edilen konuların başında gelmektedir.
Son 30 yıl içinde beyin kanamalarında ölüm riski oldukça düşmesine rağmen yapılan bilimsel çalışmalarda yine de ölüm riskinin halen yüksek olduğu ortaya konulmaktadır. Hastaların bir kısmı beyin kanaması geçirdikten sonra hastaneye ulaşamadan hayatını kaybedebilmektedir.
Beyin kanaması sırasında ortaya çıkan hasarlar kalıcı olabilmektedir. Beyin kanaması sırasında beyinde ölen hücrelere göre ortaya çıkan hasarlar da farklılıklar gösterebilmektedir.
Beyin kanaması ameliyatı nasıl yapılır?
Beyin kanaması ameliyatı, kanamanın nedeni, büyüklüğü ve kanamanın gerçekleştiği bölgeye göre farklılık gösterebilir. Her beyin kanaması cerrahi müdahale gerektirmemekle birlikte genellikle beyin kanamaları acil tıbbi müdahale gerektirir.
Beyin kanaması sonucu beyin üzerinde baskı oluşabilmektedir. İlaçlarla yapılan müdahaleye rağmen bu baskı hafifletilemezse dekompresyon gerçekleştirilebilir. Dekompresyon işleminde amaç kanama sonucu sıkışan beyni rahatlatmak ve basınç oluşmasına neden olan kanın boşaltılmasıdır.
Dekompresyon işlemi kanamanın nedeni ve büyüklüğüne göre farklı şekillerde gerçekleştirilebilir.
Açık Cerahi ile
Kafatasının bir kısmını çıkarılır. Hematom yani kanamanın doku içindeki birikimini boşaltmak ve yırtılmış kan damarını onarmak için açık ameliyat gerçekleştirilir. Doku içindeki kan birikiminin çok fazla olduğu durumlarda veya vücudun önemli işlevlerinin kontrol edildiği beyin bölgelerinin basınçtan etkilendiği durumlarda kullanılan büyük bir cerrahi prosedürdür.
Basit aspirasyon
Biyopsiye benzer bir işlemle kafatasında küçük bir delik açılır. Kateter yardımıyla kafatası içinde biriken kan boşaltılır. Bu yöntem genel durumu çok bozuk olan yaşlı hastalarda büyük ameliyatın riklerini alamamak için tercih edilebilir. Bu yöntemde yöntemde beyin içinde biriken kan her zaman tamamın boşaltılamayabilir ancak yinede basıç azaltılarak beyin rahatlatılmış olur.
Endoskopik tahliye
Bu işlem basit aspirasyona benzemektedir. Basit aspirasyon işleminde olduğu gibi kafatasında küçük bir delik açılır. Geleneksel cerrahi aletler yerine endoskop yardımıyla kafatası içinde biriken kan tahliye edilebilir.
Stereotaktik aspirasyon
Kafatası içindeki hematomu yani biriken kanı bulmak için Bilgisayarlı Tomografi kullanılır. Biriken kanı boşaltmak için özel olarak geliştirilmiş bir aspirasyon aleti kullanır. Bu işlem sırasında hasta, yüksek derecede hassasiyet ve doğruluk sağlayan bir stereotaktik kafa çerçevesinde hareketsiz hale getirilir.
Endovasküler yöntemler
Beyin kanaması nedeni anevrizma ya da AVM gibi damarsal sorunlardan kaynaklanabilmektedir. Bu gibi durumlarda ameliyat ya da endovasküler yöntemlerle damarsal rahatsızlıkların tedavi edilmesi gerekmektedir. Damar içi (endovasküler) yani kapalı beyin damar ameliyatlarının temel tekniği yüksek teknolojiye sahip anjiyografidir. Deneyimli hekimler tarafından uygulanması gereken işlemde genelde kasık bölgesindeki damara çok ince ve özel yapıda tüpler yerleştirilerek, hasta olan damara yine damar içinden ulaşılarak gerçekleştirilir. Tanı ve tedavinin tüm aşamaları cihaz ekranında canlı olarak gözlemlenir. Endovasküler yöntemle; anevrizma ve damar yumağına bağlı beyin kanamaları, henüz kanamamış anevrizma ve AVM’ye müdahale, fistül, inme gibi birçok rahatsızlığın tedavisi mümkündür. Bu yöntem açık ameliyat gerektirmeyecek, yani beyin basıncının kanama nedeni ile yüksek olmadığı hastalarda tercih edilir.
Eğer beyin dokusu ciddi şekilde basınç altında ise ve sert bölgelere doğru itilme etkisi varsa açık ameliyatların diğer yöntemlere tercih edilmesi gerekir.