Omurilik yaralanmaları, omurganın içinde bulunan
sinir dokusunun, travma ya da başka nedenlerle
oluşan yaralanmaların genel adıdır. Boyun ve göğüs
bölgelerinde omurganın içindeki kanal içerisinden
geçen sinir dokusuna omurilik, bunların aşağısında
kalan kısımlarına ise sinir liflerinin at kuyruğu şeklinde
toplanması nedeniyle latince kauda eguina denir.
Sağlıklı bir insanda omurilik ve sinirler; kollar, bacaklar ve
beyin arasında sinir iletimini sağlar ve bunun sayesinde
hareket edilebilir ve hissedilebiliriz. Eğer sinir dokusu
yaralanırsa (örneğin omurga kırıklarında) bu durum
duyu kayıplarına, tam ya da kısmi hareket kayıplarına
yani felçlere neden olabilir.
Bazı kırıklarda sinirler hasar görmeyebilir. Bazı kırıklarda
ise sinirlerde geçici veya kalıcı hasarlar oluşabilir.
Bu tür yaralanmaların tanısı röntgen, bilgisayarlı
tomografi ve bazen de MR ile görülerek konur.
Kırıkların tedavisi; korse ile desteklenerek, cerrahi
yöntemlerle müdahale edilerek ya da her ikisi ile birlikte
mümkündür.
OMURİLİK YARALANMALARININ ETKİLERİ NELERDİR?
Omurilik yaralanmaları hem hastaların kendilerini
hem de ailelerini ilgilendiren bir hastalıktır. Bu tür
yaralanmalar toplum sağlığı açısından da oldukça
önemlidir.
Son 50 yılda yapılan çalışmalar, omurilik yaralanmaları
açısından bakış açımızı oldukça değiştirmiştir. En
önemli gelişmeler, kazadan sonra hastanın bir an önce
sabitlenmesi ve kıpırdatılmaması ile toplumun kaza
sırasında değerlendirmenin nasıl yapılacağı hakkında bilgilendirilmesi olmuştur. Ek olarak, yeni teknoloji ve
ilaç tedavisinin gelişmesiyle başarı oranı günden güne
artmaktadır.
Ne yazık ki, bazı hareket kayıplarının günümüzde de
tamamen tedavi şansı yoktur.
Omurilik yaralanması olan hastalar, hayatlarının
ileriki dönemlerinde başka problemlere de eğilimli
olacaklardır. Bu problemlere: siringomyeli yani omurga
içerisinde zararlı ve olmaması gereken sıvı birikimi,
omurgada ilerleyici şekil değişikliği ve kronik uzun
süre devam eden ağrı gelişimi örnek verilebilir. Bu
tür beklenmeyen hastalıkların cerrahi yöntemlerle
iyileştirilmesi mümkündür.
KONU HAKKINDAKİ ARAŞTIRMALAR NE DURUMDA?
Omurilik yaralanmaları hakkındaki bilimsel çalışmalar
dünyanın her yerinde devam etmektedir. Konuyla ilgili
çalışmalar 2 ana kategoriye ayrılmaktadır; ilaç tedavisi
ve organ nakli ile omurilik tamiri.
İlaç araştırmaları, yaralanmanın olabildiğince erken
döneminde işe yarayan ve ikincil olarak gelişebilecek
hasarları önlemeye yönelik bir ilaç üzerinedir.
Organ nakli çalışmaları ise; önemli süreğen yani
kalıcı yaralanmaları hücresel anlamda tedavi etmeye
yöneliktir. Bu hücreler ise schawann ve glia hücreleri ile
ceninden alınan omurilik ve kök hücreleridir.
Eğer bu ilaç tedavisi ve organ nakli teknolojileri geliştirilebilirse, en başarılı tedavi yöntemi olacaktır.
MÜMKÜN OLAN TEDAVİ SEÇENEKLERİ NELERDİR?
Omurilik yaralanması olan hastalar için ilk tedavi
yaklaşımı, hastanın sinir zedelenmesinin engellenmesi
ve daha sonra da tamamen iyileştirilmesidir.
Yaralanmanın tipine bağlı olarak tedavi seçeneğimiz
sadece bir boyunluk takılması, Halo çeket denilen özel
bir ortez yerleştirilmesi olabilir. Birçok olguda cerrahi
müdahale gerekli olabilir. Cerrahi müdahale kararı
hastanın omurilik dışı yaralanmalarının varlığına ve
türüne göre verilir.
Cerrahi genellikle omurilik üzerinde uzmanlaşmış
bir beyin cerrahı uzmanı tarafından yapılır. Ameliyat
yaralanmış omurgayı titanyum vida, çubuk ve benzeri
materyallerle sabitleme amaçlı yapılır. Bozulan omurga
dizilimi düzeltilir, omurilik üzerindeki bası kaldırılır.
Cerrahi müdahalenin bir parçası olarak kemik tamamen
çıkarılabilir veya bir kısmı alınabilir.
Yaralanma veya cerrahi sonrası hastanede kalmanın
amacı, ikincil olarak gelişebilecek problemleri önlemek
ve tedavi etmektir. Bu muhtemel sorunlar; kalp hızında
dalgalanmalar, kan basıncı (tansiyon) değişiklikleri,
solunum sıkıntısı, ciltte basınca aşırı duyarlılık ve
bacaklarda meydana gelebilecek kan pıhtıları gibi
sorunlardır.
Hasta tıbbi anlamda toparlanır toparlanmaz fiziksel
ve davranışsal tedaviye geçilir. Bu dönemi bazı
merkezler rehabilitasyon ünitesi adı verilen bölümlerde
yapmaktadır. Fiziksel ve davranışsal tedavi, kas
güçlendirme, hastaların günlük hayatta kullanacakları
fiziksel kapasiteyi nasıl artıracaklarının öğretilmesi ve
bağırsak, idrar torbası ve cinsel yaşamlarının daha iyi bir
hale gelmesi için strateji belirleme gibi konuları içerir.
Spastisite (kontrol edilemeyen kas kasılmaları) ve kronik
(süreğen) sinir ağrıları, omurilik yaralanmalarında sık
görülen sorunlardır.
OMURİLİK YARALANMALARI NASIL ÖNLENEBİLİR?
Hepsinde olmasa da riskli ya da tehlikeli aktivitelerin
çoğunda omurilik yaralanması riski vardır. Önleme
konusundaki ilk basamak, omurilik yaralanmalarının
nasıl oluştuğu ve nedenleri hakkında eğitimdir.
Omurilik yaralanmalarını önlemek amacıyla çocuklar
ve genç yetişkinler eğitilmeli ve bilinçlendirilmelidir.
Güvenli ve alkol alınmadan araç kullanımının önemi de unutulmamalıdır. Tüm sürücülerin omurilik zedelenmesi ve bunun sonuçları yönünden bilgilendirilmesi gerekir. Toplumun bu konuda bilgilendirilmesi, omurilik
zedelenmesi sıklığını azaltacaktır.
BEKLENTİM NE OLMALI?
Bazı durumlarda, hastalığın durumunu ve fiziksel
hareketlerin durumunu değerlendirmek için cesur
olunmalıdır. Beyin cerrahı, hastanın nörolojik
muayenesini, yaşını, radyolojik bulgularını (röntgen,
bilgisayarlı tomografi ve MR) ve diğer klinik bilgisini
hastaya ve yakınlarına yardımcı olmak amacıyla göz
önünde bulundurmalıdır.
Omurilik hasarının derecesi, hastalığın seyrini etkiler.
Omurilik zedelenmeleri, yaralanma sonrası nörolojik
duruma göre oluşturulmuş kriterlere dayanılarak tanı
alırlar.
Tam omurilik yaralanması, hiç hareket edememe ve
tam his kaybı anlamına gelmektedir. Kısmi omurilik
yaralanması ise bazı bölgelerde his duyusunun
kaybolmadığı anlamına gelmektedir.
Kısmi omurilik yaralanması olan hastaların çoğunda tam
iyileşme olabilirken, tam kesi omurilik yaralanması olan
hastalarda bu umut zayıftır.
Günümüzde omurilik kesisi olan hastaların yaşamını
kolaylaştırmak ve yaşam kalitesini yükseltmek
amacıyla birçok endüstriyel gelişmeler vardır. Tekerlekli
sandalyelerin geliştirilmesi, çocuk sahibi olabilmelerinin
sağlanabilmesi yönünde umut verici çalışmalar
yapılmaktadır.
OMURİLİK ZEDELENMESİNİN NEDENLERİ NELERDİR?
Omurilik zedelenmesine neden olan kaza tipleri yıllardan beri değişiklik göstermektedir.
Sanayileşmiş toplumlarda motorlu araç kazaları,
omurga travmalarının en önemli nedeni olmaktadır.
Şiddet nedenli, silah ve bıçak yaralanmalarıyla meydana
gelen omurga zedelenmelerinin de sıklığı artmaktadır.
Spor nedenli yaralanmalar da medyada oldukça sık
gözlemlediğimiz omurga zedelenmeleridir.